Osmanlıda Eğitim Sistemi

Osmanlı Dönemindeki Eğitim Sistemi Nasıl Olduğunu Biliyor musunuz? About OTTOMAN education information |

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ NASILDI?

Osmanlı devleti de diğer devletler gibi kendi vatandaşlarını kendi düşünceleri doğrultusunda yetiştirmek amacıyla eğitim-öğretim müesseseleri kurmuştur. Devlet ve çoğunlukla vakıflar aracılığıyla kurulan ve devletin kuruluşundan yıkılışına kadar çeşitlenerek gelişen bu müesseseleri iki ana guruba ayırabiliriz.

I) Örgün Eğitim Müesseseleri

II.) Yaygın Eğitim Müesseseleri

I) Örgün Eğitim Müesseseleri:

Bu müesseseler belirli yaş ve bilgi seviyesine gelmiş insanları belirli zaman ve disipline göre yetiştirmek amacıyla kurulmuş müesseselerdir. Bu eğitim müesseseleri askeri ve sivil olmak üzere iki kısma ayırabilir.

1) Sivil Eğitim Müesseseleri:

a) Sibyan Mektepleri:

İlk tahsil veren bu okullar 5-6 yaşlarındaki çocuklara okuyup yazmayı bazı dini bilgileri ve dört işlemden ibaret olan matematik dersini verirdi. İslam’dan öncede küttap adıyla Hire de varlığı görülen bu okullar daha önceki Türk devletlerinde ve Osmanlı Devletinde çeşitli adlarla anılmıştır(Darul Talim, Mektep mahalle mektebi vs. . )

Osmanlılarda bu okulların hocalarına muallim veya şakirt denirdi. Talebelerine de talebe suhte, tilmiz gibi isimler verilirdi.

1846’ya gelindiğinde dört yıllık eğitim veren Sibyan mekteplerinde elifba, Kur’an , ilmihal, tecvit, harekeli Türkçe, Muhtasar Ahlakı memduha risalesi, sülüs, ve nesih yazıları öğretiliyordu. Tanzimat’tan sonra 3 yıllık mektebi iptidai olarak faaliyet göstermeye başlar.

Osmanlılar devrinde kız çocukları da bu mekteplerde erkeklerle birlikte okumuşlardır. Bununla beraber Osmanlı da kız ve erkek çocuklarının ayrı ayrı okuduğu okullarda mevcuttu.

Sibyan mekteplerinde öğretim görevlisi olarak medrese mezunları görev yapmışlar daha sonra ise bu ihmal edilmiş, medrese mezunu olmayan kişiler de hocalık yapmaya başlamışlardır. Kızlara ait mektepler de ise yaşlı kadınlar öğretmenlik yapmıştır.

b) Medreseler:

İslam tarihinde medrese orta ve yüksek seviyede eğitim ve öğretim veren müesseselerinin ortak adıdır. Daha önceki devirlerde olduğu gibi Osmanlı’da da şahıslar tarafından tesis edilen ve yaşaması için vakıflar kurulan medreselerin hocalarına müderris ve yardımcılarına muid denirdi.

Medrese talebelerine ise danişmend, suhte veya talebe diye adlandırılırdı. Osmanlıda ilk medreseyi Orhan Gazi 1331’de İznik’te kurulmuştur.

Osmanlı Medrese teşkilatında ilk köklü değişim Fatih Sultan Mehmet zamanında olmuştur. Fatih kanunnamesini hazırladığı sırada Molla Hüsrev ve ali Kuşçunun içinde bulunduğu bir maarif komisyonuna “kanuni talebe-i ulum”u hazırlatmış böylece Osmanlı medrese sistemi hazırlanmış oldu.

Osmanlı medreselerini umumi medreseler ve ihtisas medreseler olarak ikiye ayırabilir:

Umumi Medreseler

1. Haşiye-i Tecrit(Yirmili) Medreseler:Bu medreseler Seyyid Şerif Cürcani’nin Haşiye-i Tecrit adlı eserinden almıştır. Daha çok fıkhi eserlerin okutulduğu bir medrese olarak eğitim vermiştir.

2. Miftan(otuzlu) Medreseleri

3. Kırklı Medreseler

4. Ellili Medreseler

5. Sahn-ı Seman Medreseleri:Bu medreseler fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da kurduğu külliyede bulunan 8 medresedir. Bu medreselerde fıkıh, usulü fıkıh, hadis, tefsir, astronomi(heyet) , hendese, tıp gibi ilimler okutulmuştur.

6. Altmışlı Medreseler

7. İhtisas Medreseleri

a) Darul Kura

b) Darul Hadisler

c) Daru’ş şifalar

Osmanlı Medrese sistemindeki ikinci en büyük gelişme Kanuni Sultan Süleyman devrinde meydana gelen gelmiştir. Kanuni devri her sahada olduğu gibi medrese teşkilatında da zirveyi ifade eder. Kanuni Sulan Süleyman , Süleymaniye külliyesinin inşa ettikten sonra burada tesis ettiği medreselerde Sahn-ı Seman medreselerinin üstünde medreseler kurmayı planlarken diğer tarafından da Osmanlı medreselerinin payelerini yeni bir sisteme göre tekrar tanzim etmiştir.

Buna göre Osmanlı medreselerinin şu şekli aldığı görülmektedir:

1. İbtidai hariç medreseleri

2. Hareketi Hariç medreseleri

3. İptidai dahil medreseleri

4. Hareketi Dahil Medreseleri

5. Musile i Sahn Medreseleri

6. Sahnı Seman Medreseleri

7. İbtidai Altmışlı Medreseleri

8. Hareketi Altmışlı Medreseleri

9. Musile i Süleymaniye Medreseleri

10. Süleymaniye Medreseleri

11. Darul Hadis Medresesi

XV. ve XVI asırda en yüksek seviyelerine ulaşmış olan Osmanlı Medrese sistemi XVII asırdan itibaren gerilemeye başlamıştır. XVIII. asırda Süleymaniye medreselerine Musileyi Süleymaniye’den sonra Havarnisi Süleymaniye adıyla yeni bir medrese , XVIII. asırda da camilerde tedrisatı sürdüren dersiyeler ilave edilmişse de medreselerin kalitelerinin düşmesi önlenememiştir.

Medreselerin bozulma sebepleri genelde şu şekilde sıralanmıştır:

a) Meval-i zadelerin zuhuru

b) İlim sahiplerinin ağa ve paşalara intisapları

c) Müderris ve kadıların cehaleti

d. Cehaletle fazlın birbirinden fark olunmaması

Sistemdeki bozulmanın önüne geçmek için bir çok düzenlemeler yapılmıştır. Özellikle II. Mahmut devrinde medreselerin ıslahının mümkün olmaması nedeniyle padişah Avrupa usulu bir eğitimin kurulmasına teşebbüs ettive bir fermanla ilköğretimin mecburi ve parasız olacağı ilan etti.

I. Meşrutiyet devrine gelindiğinde medreselerde beklenen ıslahatlar yapılmış ve medreselerde Riyaziye, tabiiye, tarih, coğrafya, Farsça, ve Osmanlıca dersleri okutulmaya başlamıştır. 1914 yılına geldiğinde Islahı medaris nizamnamesi çıkarılmış ve İstanbul medreseleri Darul hilafetil aliyye medreseleri adı altında toplanmıştır.

Bu medreseler Tali kısmı evvel, Tali kımı Sani ve Ali kısmı olarak üç kısma ayırılmış ve her kısmı dört sene olan medreseler toplan 12yıllı bir eğitim-öğretim vermiştir. Her üç kısımdada dini ilimler, Arapça Türkçe, Farsça, Tarih, Riyaziye ve Tabiatı Fen dallarında dersler okutulmuştur.

MEDRESENİN ELEMANLARI

a) Müderris:Belirli bir tahsilden sonra icazet ve beratla ders veren kimselere müderris denirdi. Tek haneli medreselerde bir;sahnı seman gibi çok haneli medreselerde ise her haneye bir müderris tayin edilirdi.

Osmanlı medreselerinden mezun olan öğrenciler Anadolu da vazife alacaksa Anadolu Kazaskeri Rumeli de görev alacaksa Rumeli kazaskerini meclislerine devam eder ve matlab defterine mülazım olarak kaydedilir ve sırası gelinceye kadar beklerdi buna nöbet denirdi.

Sırası gelen müderris önce yirmili bir medreseye atanır sonrasında terakki etmesine göre kırklı, altmışlı ve daha yüksek payeli medreselere çıkabilirlerdi. Her padişah devrinde en yüksek payeli medreseler genelde değişikliklere uğranıştır.

Bir müderris terakki ettikten sonra istekli olduğu medreseye başka talip yoksa hemen oraya nakledilir başka istekli varsa aralarında sınav yapılırdı. İmtihan yazılı ve sözlü olarak iki kısımda yapılırdı.

b) Muid:Teknik anlamda müzakereci müderrisin derslerini tekrarlayıp izah eden müderris yardımcısı anlamına gelir. Danişmendler arasında en liyakatliler arsından seçilen muidler hem müderrisin derslerini tekrarlar hem de öğrenciler arasında disiplini sağlardı. Görev süreleri iki yıl olan muidlik müessesesi II. Meşrutiyetten sonra kaldırılmıştır.

c) Danişmend:Öğrenci anlamında kullanılmıştır. Genelde medrese öğrencileri için kullanılan bir addır. Danişmendler Sibyan mekteplerini veya o seviyedeki özel bir eğitimi tamamladıktan sonra medreselere girerlerdi.


-------- Sponsorlu --------

Böylece haşiye i tecrit medreselerinden birinde tahsiline başlayan danişmend daha sonra müderrisinden icazet alarak kırklı bir medreseye oradan da ellili bir medreseye son olarak ta sahnı seman veya Süleymaniye’ye girerek bitirir ve mülazemet için beklerdi. Osmanlı medreselerinin en büyüklerinde bile talebe sayısının 20’ye ulaşmadığı görülür.

Tanzimat Dönemi Osmanlıda Eğitim

Bu dönemde bir yanda klasik Osmanlı Eğitim ve öğretim müesseseleri devam ederken bir yandan da her seviyede Avrupa eğitim-öğretim müesseseleri açılmaya başlamıştır. İlk önce askeri alanda yaygınlaşan Avrupai mektepler daha sonra sivil sahada da gelişti.

I) İlköğretim:

1) İbtidailer Osmanlı klasik çağının Sibyan mektepleridir. Rüştiyeler açılınca onlara öğrenci hazırlayan mekteplerede iptidai adı verildi. Bu mektepler 8 Nisan 1847 yılında düzenlenen program ve yönetim şekliyle yeni bir düze kavuşmuştur.

Öğretim süresi dört yıl olan bu okullara yedi yaşına basan kız ve erkek çocuklara ilkokul seviyesinde bir eğitim-öğretim verilirdi. 6 Ekim 1913 Tedrisatı iptidaiye kanunu ile Fransız okulları sistemine uyarak Rüştiye ve iptidaiye birleştirilerek altı yıllık Mektebi İptidai haline getirilmiştir.

Bu okullarda Türkçe, tecvit, ilmihal, hatt, Osmanlı tarih ve coğrafyası, yurttaşlık bilgisi, resim Müzik ve beden terbiyesi programa girmiş ve 1924’e kadar devam etmiştir. Bu devirde iptidailer yedi yaşına basan çocuklar için mecburi hale getirilmiş ve ceza olarak falaka yasaklanmıştı.

II) Ortaöğretim:

1) Rüştiyeler: II. Mahmut döneminde sıbyan mekteplerinin yetersiz olduğu görülerek bu mekteplere sınıfı sani olarak açılır. Bunlar idadilere basamak olmasından dolayı ortaokul seviyesinde mektepler olarak değerlendirilir.

Önceleri dört yıl olan bu okullar daha sonra altı yıl olmuştur. Rüştiyelerin ilki 1838 tarihinde açılan mektebi Maarifi adliyedir. 1874-75 döneminde 400’e yakın rüştiye mevcuttu. 1867’ye kadar bu mekteplere Müslüman çocuklar alınırken bu tarihten sonra ise gayri Müslimler de alınmaya başlanmıştır.

Bu maksatla adaylar Türkçe imtihana tabi olmuşlardır. Bu okullarda dinin ilimler, hesap, coğrafya, hatt, hendese , cebir , usulü defter, resim , müzik gibi dersler görülmüştür.

2) İdadiler: Orta öğretimde ikinci ademe olarak eğitim-öğretim veren mekteplerdir. 1869 Maarifi Uumiye nizamnamesine göre idadiler Rüştiye mezunu olan oalna Müslim ve gayri Müslim çocukların bir arada öğretim yaptıkları yerlerdir, 1000 haneden fazla yerlere idadi kurulacaktır, idadilerin bütün masrafları vilayet maarif idadisi sandığından karşılanacaktır, İdadileri süresi üç yıl olacak ve şu dersler okutulacaktır:

Türkçe, kitabet, Fransızca, mantıkkavaniniOsmaniye, coğrafya, tarih, cebir hesapidefter tutma, kimya resim dersleri okutulmuştur.

Bu nizamnamedeki hedefler ise maalesef belirlenen sürede tutturulamamıştır.

3) Sultaniler: İdadiler seviyesinde Fransızca ve Türkçe ile eğitim ve öğretim yapaşn bir mekteptir. 1 Eylül 1868 tarihinde Galatasaray Sultanisinin açılışıyla maarifimize giren bu Fransız modeli mektepler hazırlık devresiyle birlikte 9 yıllık bir süreyi kapsamaktadır.

Bu mektebin açılışı sultan Abdülaziz’in 1867 Paris ziyaretine dayanır. Sultanide Türkçe Fransızca, Grekçe, ahlak, Latince, tarih, coğrafya, matematik, kozmografya, mekanik , fizik, kimya, ekonomi güzel konuşma sanatı ve resim dersleri okutulurdu, Daha sonra Arapça ve Farsça okutulmuştur. Darüşşafaka ve Robert kolej de sultani tipi okullardandır.

III) Yüksek Öğretim:

Bunlar üniversite karşılığı olan darülfünun ve yüksek okullardır.

1) Daru’l Fünun:

İlk kez 12 Ocak 1863’te açılan darül funun bu tarihten sonra birkaç kez kapanıp açılmış1908 tarihine gelindiğinde İstanbul darülfünunu olarak adı değiştirilmiş ve yeniden teşkilatlandırılmıştır.

1912 de şubeler fakülteye çevirilmiş ve I. Dünya savaşında Almanya’dan fen edebiyat ve hukuk alanında 20 profesör çağırılarak üniversitelerin kadroları güçlendirilmeye çalışılmıştır.

2) Yüksek Okullar:

a) Mektebi Mülkiyeyi Şahane:

Osmanlıda ilk sivil yüksek okuldur. Kaymakamlık ve müdürlük gibi mülki idarede görevlendirilecek memurlar için açılan bir yüksek okuldur. Öğretim süresi önce iki yıl olarak belirlenmiş daha sonra dört yıla çıkarılmıştır. 1915’te Darül fünunun hukuk fakültesine bağlanmıştır.

b) Mektebi Tıbbiyeyi Mülkiye:

Sivil tabip yetiştirmek maksadıyla kurulmuş bir mekteptir. Başlangıçta beş yıl olan bu okul daha sonra altı yıla çıkarılmıştır. 1915’te üniversitenin tıp fakültesine bağlanmıştır.

c) Mektebi Hukuki Şahane:

Tanzimat sonrası açılan batı tipi mahkemelere eleman yetiştirmek amacıyla kurulan mekteplerdir. 1909’da Darülfünunun hukuk fakültesi haline geldi.

d) Hendeseyi Mülkiye Mektebi:

Memleketin sivil mühendis ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde yüksek mühendis mektebi adıyla faaliyetlerine devam etmiştir.

e) Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi:

Ziraat ve baytarlık alanında memleketin ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan dört yıllık bir yüksek okuldur.

KLASİK DÖNEM ASKERİ MEKTEPLERİ

I) Acemioğlanlar Ocağı:

Pençik ve devşirme usulleriyle toplanan çocuklar Türk-İslam terbiyesine göre yetiştirilmek üzere Türk ailelerinin yanına verilir sonra Acemioğlanlar ocağına alınırlardı. Burada bir taraftan askeri eğitim alırken diğer taraftanda enderuna hazırlayıcı eğitim verilirdi.

I. Murat devrinde Çandarlı Kara Halil Paşa ve Molla Rüstem’in tavsiyeleriyle kurulan bu ocak 1826’da Yeniçeri Ocağı kapatılınca bu ocak ta kaldırıldı.

II) . Yeniçeri Ocakları:

Acemioğlanlar mektebinden sonra titiz bir imtihanla seçilen kabiliyetli gençler Enderun Mektebine diğerleri de asker olmak üzere Yeniçeri Ocağına alınırlardı. 61 bölükten oluşan bu kuvvetler yeniçeri ağasına bağlıydı.

III) . Enderun Mektebi:

Topkapı sarayı içinde bulunan ve orduya kurmay yetiştiren yüksek seviyede önemli bir mekteptir. Osmanlıya has olan bu mektepler ilk olarak II. Murat zamanında Edirne de kurulmuştur.

Fatih Sultan Mehmet zamanında sadece kurmay asker yetiştirmekten başka birde mülki ve idari kadronun da yetiştirildiği bir mektep haline gelmiştir. Gittikçe zayıflayan Enderun mektebi 1 Temmuz 1909’da lağvedilmiştir.

YÜKSEK SEVİYEDEKİ ASKERİ MEKTEPLER

I) Mühendishane-i Bahr-i Hümayun:

Osmanlının batıya açılan ilk kapısıdır. 1773’te Baron De Tott’un tavsiyesiyle ve Cezayirli Hasan Paşanın gayretleriyle Haliç Tersanesinde açılmıştır. Bu mektepte ordunun ihtiyaç duyduğu denizci subaylar yetiştiriliyor ve topçu eğitimi veriliyordu.

II) Mühendishane-i Berri Hümayun:

III. Selim devrinde kurulan bir yüksek okuldur. Topçu subayı yetiştirmek amacıyla Mühendishane-i bahri Hümayun’dan ayrılarak kurulmuştur. Öğretim süresi dört yıldır.

III) Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Ma’mure:

Sadece Müslüman tıp adamlarının yetiştirilmesi amacıyla kurulmuş Darüşşifanın devamı olan okuldur. Eğitim süresi dört yıldır.

IV) Mektebi Fünunu Harbiye:

Açılan askeri okulların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuştur.

II. YAYGIN EĞİTİM MÜESSESELERİ:

Her yaş ve seviyedeki insanlara medrese ve mektepler dışındaki yerlerde verilen eğitimdir. Bu yaygın eğitim kurumları camiler, tekkeler, saraylar, darü’l hikmetİslamiye, darulmesnevi, kütüphaneler, sahaflar, loncalar, ulemaevleri, kıraathaneler olarak sıralanabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir