Karosercimiz, genellikle içeride işlerin nasıl yürüdüğünü de yansıtan derimiz ya da epitelial doku (üst deri, alt deri ve hipodermis) dış dünyanın bedenle ilişkisini kuran, aynı zamanda bedeni dışarıya karşı koruyan gözle görülür, elle tutulur bir işlev yürütür. Derinin altında yuvarlak bir yağ haznesi yer alır. Bu yağlı haznenin “gereğinden fazla dolu olması” genellikle kötü beslenmeyle ilişkilendirilir.
Organlarımızın Rolü
Her bir organın sadece sistemin bütünlüğü içinde anlam kazanan özgün bir rolü var. Hiçbiri yalnız dolaşamaz. Hepsi birbirleriyle ustaca ilişki kurar. Her biri kendini sürekli yenilemek zorunda olan milyarlarca hücreye sahip farklı türde dokulardan oluşur. Bu mekanizmalara hizmetle yükümlü bedenimiz talep edilen her türlü ihtiyacı karşılamak zorundadır: Besin, su, oksijen…
-------- Sponsorlu --------
Bu organların tümü aynı beslenme protokolüne tabidir. Gündelik ihtiyaçları karşılamanın yanısıra kendilerinden beklenen görevi yerine getirmek için çalışırlar: Sinir sistemi duyular aracılığıyla iletişim sağlar; dolaşım sistemi besin, oksijen ve hormonların hücrelere taşınmasını güvence altına alır. Kalp – solunum sistemi organizmayla dışarıdaki hava arasındaki gaz değişiminin aracıdır. Sindirim sistemi besinleri özbesine dönüştürür. Boşaltım sistemi böbrekler ve bağırsaklar aracılığıyla atıkların tahliyesi işini yürütür. Beden muhafızımız olan bağışıklık sistemi dış saldırılara karşı savunmayı üstlenir. Endokrinel sistem ise büyük regülatörümüzdür. Son olarak, üreme sistemi de görevlerin en büyüğünü türün devamını sağlar.